BASIN AÇIKLAMASI
Fedakâr sağlık çalışanları, emek
meslek örgütlerinin temsilcileri, basın emekçileri,
COVID-19 salgınının başlangıcından
beri resmi rakamlara göre 7249 yurttaşımızı kaybettik, kaybettiklerimizin 92’si
sağlık çalışanıydı.
Haziran ayında uygulamaya konulan
“yeniden normalleşme” politikasının ortaya çıkan vahim sonuçlarını görünür
kılmak ve COVID-19 ile mücadelenin en ön safındaki hekim ve sağlık
çalışanlarının durumunu yansıtmak ve yetkili konumdakilere sorumluluklarını
hatırlatmak üzere burada toplandık.
Sizleri bu süreçte kaybettiğimiz,
resmi olarak COVID-19 vefatı kabul edilen ve resmi COVID-19 kayıtlarında
görülmese de bu dönemde “bulaşıcı hastalıktan” vefat eden onbinlerce
yurttaşımızın ve sağlık çalışanlarının anısına 1 dakikalık saygı duruşuna davet
ediyorum.
Suçu vatandaşa, yükü hekimlere ve
sağlık çalışanlarına yıkanlara tarihsel sorumluluklarını yılmadan her gün
hatırlatmaya devam edeceğiz!
Sadece hekimler ve sağlık
çalışanları değil, babalarımız, annelerimiz, kardeşlerimiz ölüyor. Daha çok
olduğunu bildiğimiz ama resmi olarak açıklanan rakamlarla dahi her gün 50
yurttaşımız, önlenebilir bir hastalık olan COVID-19’dan hayatını kaybediyor.
COVID-19 Salgın sürecinin bilimsel
yöntem, şeffaf veri ve ilgili tüm kesimlerin katılımı ile etkin ve koordineli
bir anlayışla yönetilmesini istiyoruz. COVID-19 salgın sürecinin bugüne kadar
ki yönetiliş biçimini yetersiz ve kaygı verici buluyoruz.
Ülkeyi yönetenler ve kurumlardan
salgın tedbirleri, salgın bütçesi, salgın koordinasyonu, salgın planlaması
konusunda acil, kapsayıcı ve inandırıcı program açıklamalarını bekliyoruz.
Buradan yetkililere sesleniyoruz
Ülkenin en önemli ve gerçek
gündeminin COVID-19 salgını olduğunun kabul edilmesini ve ülkeyi yönetenler
başta olmak üzere tüm kişi ve kurumların bu gerçekliğe uygun tutum almasını
istiyoruz.
TBMM’ni açılmasını beklemeden bütün
partilerin COVID-19 salgını konusunda işbirliği ve koordinasyon sağlamak üzere
bir araya gelmeleri için çağrı yapıyoruz. TTB olarak uzmanlık dernekleri ile
birlikte COVID izleme heyetimizin birikimini ve önerilerimizi
paylaşabileceğimiz bir zeminin oluşmasını, ülkeyi yöneten hükümetin bu konuda
çağrıcı olmasını istiyoruz.
Sağlık Bakanlığı’nı başta TTB olmak
üzere bütün sağlık meslek odaları, sağlık sendika ve dernekleri ile birlikte
“COVID-19 işbirliği ve ortak çalışma meclisi” oluşturmasını talep ediyoruz.
Hiçbir salgın vatandaşların bireysel
çabalarıyla önlenemez. Bireysel tedbirler merkezi ve kapsamlı bir irade ve
güven verici kararlarla birlikte uygulandığında anlamlı olur. Bu nedenle Sağlık
Bakanlığı il Hıfzıssıhha kurullarını işlevli kılmalı, başta Belediyeler ve kent
konseyleri olmak üzere işçi-memur sendikaları, hemşeri – köy derneklerinden,
kültür sanat dernek ve vakıflarına kadar bütün demokratik kitle örgütleri ve
sivil toplum kuruluşlarını sürece katmalıdır.
Hekimler ve bütün sağlık çalışanlarının
ölüm – kalım savaşına dönüşen COVID-19 mücadelesinde yalnız
bırakılmayacaklarını, korunacaklarını, bu insanüstü çabaların farkında
olunduğunu gösterecek; maddi ve manevi olarak destekleyecek, hastalanan ve
vefat eden arkadaşlarımızın “meslek hastalığı” tanımını kabul edecek Sağlık
Bakanlığı ve hükümet tutumu istiyoruz.
Yıllardır dillendirdiğimiz ve
“Sağlıkta Dönüşüm Programı” ile cisimleşen; sağlıkta özelleştirme – performans
sistemi ve kamu özel idaresi odaklı milyarlık kiralara neden olan “şehir
hastaneleri”nin COVID-19 salgını ile insanı değil sermayeyi ve karı öncelediği
görülmüş oldu. Sağlıkta dönüşüm programı yarattığı tüm sonuçları ile birlikte
iptal edilmeli, salgın biliminin öngördüğü üzere kamusal bir sağlık programı
hayata geçirilmelidir. “Koruyucu hekimlik –sağlık” hizmetlerinin öncelenmesi
geçmişte kalmış bir nostalji değil, bugünün ve geleceğin sağlık perspektifidir.
İlk adım olarak birinci basamak sağlık hizmetlerinin kamusal bir perspektifle
yeniden düzenlenmesini, Aile Sağlığı Merkezleri’nin varlığı ve çalışanları ile
birlikte kamu sağlık merkezi olarak tanımlanmasını ve acil olarak tüm ASM
binalarının kamu eli ile temini ve onarımı ile ek sağlık personel ataması
yapılmasını istiyoruz.
Salgının yaygınlaştığı ve uzun
süreceğinin yadsınamaz hale geldiği bir dönemde hekimler ve sağlık
çalışanlarının çalışma sürelerinin 6 saate indirilmesini, dinlenme yer ve
zamanlarının pandemi göz önünde bulundurularak yapılandırılmasını ve yeterli
sayıda kişisel koruyucu ekipman sağlanmasını, bu hususta hiçbir aksama
yaşanmamasının sağlanmasını istiyoruz.
Çalışma yaşamı, ulaşım, eğitim başta
olmak üzere toplu bulunma ortamlarına yönelik insan yaşamını önceleyen, insan
emeğinin değerini koruyan yasal ve idari düzenlemelerin hak kaybı yaratmadan ve
en dezavantajlı, yoksul kesimleri - emekçileri gözeterek ivedilikle yapılmasını
bekliyoruz.
Bu adımları atmayanların, COVID-19
salgını ile mücadeleyi gerçekler üzerinden, olağandışı durum tanımıyla ve bir
seferberlik ruhuyla karşılamayanların; suçu vatandaşa, yükü hekimlere ve sağlık
çalışanlarına yıkanların tarihsel sorumluluğunu her gün ama her gün
hatırlatacağımızı buradan ilan ediyoruz. COVID-19 salgını mücadelesinde başarı;
akıl ve bilim esas alınarak, gerçekleri konuşarak, filyasyon ve test
süreçlerini çok iyi yöneterek, tedavi ortamını iyileştirip, sağlık
çalışanlarını motive ederek sağlanır. Salgının yaygınlaştığı, 8 günde 8 hekimin
hayatını kaybettiği, herkesin kendisi ve bütün yakınları için sürekli tedirgin
olduğu bir süreçte herhangi bir başarıdan söz edilemez.
Türk Tabipleri Birliği
Edirne Tabip Odası